Reklam

30 Aralık 2016 Cuma

MUTLAKA OKUNMASI GEREKEN KİTAPLAR-BAŞLANGIÇ


Yeni Yıla girerken okuyabileceğiniz bakış açınızı değiştirecek kitaplar

Devlet-Platon

Devletin nasıl olması gerektiğini tasvir eden  eserde Platonun hocası Socrates’in konuşmaları yer almaktadır. Ütopya daha sonra bir çok felsefenin de temel belirleyicisi olmuştur. Platon bu kitapta devleti üç ana sınıfa ayırmaktadır.
-Çalışanlar (İşçiler, çiftçiler, zanaatkarlar)
-Bekçiler (Askerler)
-Filozof yöneticiler



Platon’a göre her sınıfın bir erdemi vardır. İşçi sınıfının erdemi kanaatkar olmak, bekçi sınıfının erdemi cesaret ve yöneticilerin erdemi  ise bilgeliktir.


Emile Durchaim – İntihar

Daha önceki yazılarımda ayrıntılı olarak içeriğine değinmiş olduğum kitap  sosyolojinin temel eserlerinden biridir. İntiharın kişisel sebeplerinden çok toplumsal nedenlere bağlı olduğunu ortaya koyar.

John LOCK – İnsan Anlığı Üzerine Bir Deneme

John Lock bu eserinde bilginin ne olduğunu, onun kurucu öğelerini bunlar arasındaki bağıntıları, bu bağıntılar sonucu oluşan bilginin niteliğini , bilginin nesnesinin doğru ifade edilip edilmemesi, doğruyu nasıl ölçeceği gibi temel felsefe sorunlarına değinmiştir. Lock’ta göre bilgi doğuştan gelmediğinden  apriori (deneye dayanan bilgi) bilgi ile  ortaya çıkar.
İnsan doğduğunda zihni boş bir levha gibidir.


Leviathan- Thomas Hobbes

Mutlak güç ve yetkilere sahip egemen devleti ifade etmek için leviathan kavramını kullanılmıştır. Eser toplum sözleşmesinin en eski örneklerinden biridir.

Yapay insanın değerini anlatmak için ilk olarak onun içeriğini ve yapısını anlamak gerektiğini ifade ederek kitabını  dört ana parçaya bölmüştür.

İnsanın nasıl ve hangi sözleşmelerle yaratıldığını , bir egemenin haklarının ve  adil kudretinin yani otoritenin neler olduğunu , onu koruyan  ve çökerten şeyin ne olduğunu, üçüncü olarak bir Hristiyan devletin ne olacağı , son olarak karanlığın kralının ne olacağını ele almıştır.

Yeni Yılınız Kutlu Olsun.

7 Aralık 2016 Çarşamba

KARAR VERMEK- MAKİNG DECİSİONS


Karar verme sistemimiz çok özelleşmiş ve gelişmiştir. Nasıl karar verdiğimizi bilmek ,karar verirken doğru seçimler yapmamızı kolaylaştıracaktır. Duygularımızı denetlemeyi öğrendiğimizde kararlarımız daha mantıklı ve faydalı sonuçlar doğuracaktır. Karar verme iki şekilde gerçekleşebilir.
1-İlk belirleyici alışkanlıklarımızdır, alışkanlıklarımız günlük hayatta rutin şekilde yaptığımız davranışlarımızın toplamını oluşturur.Bunları yapmak için ekstra karar verme çabası gerekmez. Yapmak artık kolaylaşmıştır.
2-Her zaman karşılaşmadığımız ve seçenekler arasında kaldığımız durumlarda mevcuttur. Burada genetik yapımız, sosyo-kültürel çevremiz ve ihtiyaçlarımız devreye girecektir Bu ihtiyaçlar maddi ya da manevi olabilir. Bir etkinlik beyinde dopamin salgılamasına yol açarsa zevk duyarız.  Zevk duydukça da bu etkinliği tekrar etmek isteriz. Satın alma kararlarımızı bir işe başlama hevesimizi bu nedenler ortaya çıkarır.
Adam Smith'in talep kavramını ortaya atması ile bir çok bilim adamı da tercihlerimiz konusunda geniş araştırmalar yapmışlardır. Samuelson’un gösterilen tercih kuramı, tüketicilerin daha çok malı az mala tercih ettiği durumda gelirleri arttığında bu maldan daha fazla alıyorlarsa, fiyatı artınca da bu maldan daha az alacaklarını söylemektedir. Bu teori tüketici tercihlerini onların esinlendiği davranışlardan çıkarım yaparak ortaya koymayı amaçlamaktadır. Fayda kuramına benzer şekilde esinlemiş tercihler kuramında “çoğu aza tercih etme”, tutarlılık ve birçok farklı mal arasında geçişkenlik yapabilme gibi varsayımlar bulunmaktadır.
Bireysel olarak kendini gerçekleştirmenin bir yansıması satın alma. Her şeyden öte tüketicinin kendini özel hissetmesi için sunumlar yapılarak sergilenir. Yüksek fiyatlarla tüketici ayrıştırması ve tüketiciye kendini özel hissettirecek satış taktikleri gösterişçi tüketime neden olarak tüketicilerin bu firmaları tercih etmelerini sağlamaktadır.




Making decisions , human  actions may still vary under similar conditions from their surroundings or motives may be discarded and circumstances ignored.We know well that this women or man could have behaved differently in objectively indentical circumstances if we wish the know why this rather than that form of action has ben selected we might now turn our attention to the person's decision-making process. Although as a solution, this is stil not adequate for it assumed that such decisions are formulated according to conscious choices towards explicity stated ends we thus come up against actions that are unreflective and of these there are two main types
 1-As we discussed earlier there are habitual actions.Get up , clean  teeth and perform a morning routine while still half asleep,but do not recall making conscious decisions to follow that routine and may  be thinking of something else during its performance.
2-Unreflective actions is those that arise out of the strong emotions.Affective actions are characterized by a suspencion of the rational calculations that inform the purposes and possible consequences of action. Such actions are compulsive and deaf to the voice of reason.


Yararlanılan Kaynaklar;
Zygmunt Baumon, Tim May-Thinking Sociologically
Kemal Sayar-Karar Anı
Blaug,Mark -İktisatta Yöntem
Adam Smith-Ulusların Zenginliği
İktisat Akademisi

6 Aralık 2016 Salı

GÖĞÜ DELEN ADAM- Erich Scheurmann

Göğü Delen Adam



Papalagi denince beyazlar ya da yabancılar anlaşılır. Aynı zamanda göğü delen adam.
Samoa'ya ilk misyoner bir yelkenli ile gelmişti.Yerliler bu beyaz yelkenliği ufukta bir delik olarak gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik. o , göğü delip gelmişti.






Avrupalı insanların giyinme tarzlarını  Papalagiler kendilerini sıkı sıkıya sarmalayan örtülerle bedenlerini kapatıyor diyerek betimleyen  Samoa'lı yerli insanlara Avrupalı insanı şu şekilde anlatıyor ; Buradaki insanlar taştan kutularda yaşıyor.Bu kutular doğadan uzak, gürültü ve kargaşa içeren bulutlardan yoksun kentleri meydana getiriyor. Yuvarlak Metal dediği para için ise beyaz adamın gerçek tanrısı diyor. Parası olmayan insanların değersiz olduğunu ve parası olan insanlara hizmet etmek zorunda olduğunu tarımla uğraşanların ise kendini şanslı hissetmesi gerekirken şehirde yaşayan zenginlere neden imrendiğini anlayamadığını belirtiyor. Bu insanların hepsinin bir mesleği var ama sadece tek bir şey yapabiliyorlar ve buna da iş diyorlar bütün gün saatlerce aynı işi yapıyorlar ve işlerinden nefret ediyorlar diyor ve yerlileri şöyle uyarıyor nasıl biz sadece ok atarak bütün gün avcılık yaparsak sinirlerimiz bozulursa buradaki insanlar da o yüzden çok mutsuz , Avrupalı insan düşünmenin akıllı olmakla eş değer olduğunu sanıyor aslında öyle değil çok düşündüğü için daha çabuk yaşlanıyor ve çirkinleşiyor diyor. Papalaginin hiç bir şey için zamanı yok zamanı saatlere dakikalara hatta saniyelere bölüyor ve bununla yetinemiyor. Yaşını sayıyor ve bu onu daha da koşturmaca içine sokuyor. Daha çok koşup hiç bir şeye yetişemiyor. Sinema dedikleri yerlerde bir duvara yansıtılan görüntü ile hayatını bağdaştırıyor ve gerçek hayatı unutuyor bir süre sonra hangisi gerçek hayat hangisi yanılgı kestiremiyor. Orada güçsüz olan güçlü karaktere olduğuna parasız olan zengin olduğuna inanıyor.ve gerçek yaşamı yaşamak varken güneşle dans etmek varken karanlık bir odaya kendini kapatmanın anlamsız olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Ve en sonunda papalaginin bu yerlilerin gözünü boyamaya çalışacağını fakat bunu başarırsa bu yerlilerden doğallığı sevgiyi ve iyiliği çalacağını haykırıyor.





Yazarın 1920 yılında Samoa'lı bir yerlinin sadece haklı için tuttuğu notları kendisine vermeye ikna etmesi ile ortaya çıkan muhteşem bir yapıt.



ÇEKİLİŞ SONUCU

  ÇEKİLİŞ SONUCU Merhaba çekilişleri sonucunu yoğunluk sebebiyle biraz geç açıklıyorum umarım yeni yıl sizlere uğurlu gelir. Çekiliş sonucu ...