Papalagi denince beyazlar ya da yabancılar anlaşılır. Aynı zamanda göğü delen adam.
Samoa'ya ilk misyoner bir yelkenli ile gelmişti.Yerliler bu beyaz yelkenliği ufukta bir delik olarak gördüler, beyaz adamın içinden çıkıp kendilerine geldiği bir delik. o , göğü delip gelmişti.
Avrupalı insanların giyinme tarzlarını Papalagiler kendilerini sıkı sıkıya sarmalayan örtülerle bedenlerini kapatıyor diyerek betimleyen Samoa'lı yerli insanlara Avrupalı insanı şu şekilde anlatıyor ; Buradaki insanlar taştan kutularda yaşıyor.Bu kutular doğadan uzak, gürültü ve kargaşa içeren bulutlardan yoksun kentleri meydana getiriyor. Yuvarlak Metal dediği para için ise beyaz adamın gerçek tanrısı diyor. Parası olmayan insanların değersiz olduğunu ve parası olan insanlara hizmet etmek zorunda olduğunu tarımla uğraşanların ise kendini şanslı hissetmesi gerekirken şehirde yaşayan zenginlere neden imrendiğini anlayamadığını belirtiyor. Bu insanların hepsinin bir mesleği var ama sadece tek bir şey yapabiliyorlar ve buna da iş diyorlar bütün gün saatlerce aynı işi yapıyorlar ve işlerinden nefret ediyorlar diyor ve yerlileri şöyle uyarıyor nasıl biz sadece ok atarak bütün gün avcılık yaparsak sinirlerimiz bozulursa buradaki insanlar da o yüzden çok mutsuz , Avrupalı insan düşünmenin akıllı olmakla eş değer olduğunu sanıyor aslında öyle değil çok düşündüğü için daha çabuk yaşlanıyor ve çirkinleşiyor diyor. Papalaginin hiç bir şey için zamanı yok zamanı saatlere dakikalara hatta saniyelere bölüyor ve bununla yetinemiyor. Yaşını sayıyor ve bu onu daha da koşturmaca içine sokuyor. Daha çok koşup hiç bir şeye yetişemiyor. Sinema dedikleri yerlerde bir duvara yansıtılan görüntü ile hayatını bağdaştırıyor ve gerçek hayatı unutuyor bir süre sonra hangisi gerçek hayat hangisi yanılgı kestiremiyor. Orada güçsüz olan güçlü karaktere olduğuna parasız olan zengin olduğuna inanıyor.ve gerçek yaşamı yaşamak varken güneşle dans etmek varken karanlık bir odaya kendini kapatmanın anlamsız olduğunu düşündüğünü belirtiyor. Ve en sonunda papalaginin bu yerlilerin gözünü boyamaya çalışacağını fakat bunu başarırsa bu yerlilerden doğallığı sevgiyi ve iyiliği çalacağını haykırıyor.
Yazarın 1920 yılında Samoa'lı bir yerlinin sadece haklı için tuttuğu notları kendisine vermeye ikna etmesi ile ortaya çıkan muhteşem bir yapıt.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder