Reklam

8 Ocak 2019 Salı

İSTANBUL'DA BEKAR KADIN OLMAK- KİTAP İNCELEMESİ


Kitabın  yazarı Ceren Lordoğlu 1977 yılında İstanbul’da doğmuştur. Mimar Sinan Üniversitesi Sosyoloji Bölümünde yüksek lisans,  Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi Şehir Ve Bölge Planlama bölümünden doktora derecesini aldı. 200-2002 yılları arasında ODTÜ Toplumsal Cinsiyet Ve Kadın Çalışmalar anabilim dalında araştırma görevlisi olarak çalıştı.2012 yılından beri Mimar Sinan Güzel Sanatlar Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde uzman olarak görev yapmaktadır.


Kitap beş bölümden oluşmaktadır. Kadınların aile yapısındaki yeri, kendilerinin ağızlarından bekar kadın olma deneğimi, mahalleyi güvenlik unsuru yapan şeyler. Kadınların fiziksel güvenlikle ilgili korkularını ele almaktadır. Araştırma kapsamında 28 kadınla birebir iletişime geçmiş ve bu kadınların medeni durumları, meslekleri, eğitim düzeyleri ve yaşadıkları semtler farklılık göstermektedir. araştırmanın yapıldığı semtler Kadıköy, Bağcılar Ve Sarıyer’dir. Yaşları ise 24 ve 50 yaş aralığındadır.
İlk bölüm olan Mekanın Feminist Okumalarında yazar, araştırma yöntemlerine, araştırmayı nerede ve kimlerle yapabileceğini belirlemek, araştırma sahası ve odaklandığı konuları ele almaktadır. Erkekler üzerinde yapılan araştırmaların, insanlarının tümünü kapsadığı fikrine karşı çıkarak bilgi üretimi yoluyla kadının bağımsızlık hareketine de katkı sunması beklenmektedir. Hane halkı reisi kadın nüfusunun eğitim durumuna göre ilçe dağılımında özellikle Bakırköy, Beşiktaş, Kadıköy, Sarıyer, Şişli, Üsküdar’daki kadınların yüzde yetmiş beşi lisansüstü, Bakırköy, Esenler, Gaziosmanpaşa, Küçükçekmece, Pendik, Ümraniye’de okuma yazma bilmeyenlerin oranı yüzde otuzyedisi ve ilkokul mezunlarının oranı yüzde otuzbiridir.

Araştırma yöntemlerinde kadınların anlatımlarından yola çıkarak belirledikleri bölümleri üç temada incelemektedir.
Kadınların bekar olma durumunun bir farkındalık olarak mekanla ilişkili deneyimleri üzerine düşünerek, bu farklı olma halini, aile yapısının değişimi ve devletin sosyal politikası ile ele alınmıştır.

İkinci Bölümde ise bekarlık kavramını devletin görmek istediği üzerinde durmaktadır. Yoksa toplumda damgalı bir kategori olarak kadınların yaşadıkları yerde rahat edememelerine neden olmakta mıdır? sorusuna cevap aramaktadır. Yazar görüşme yaptığı kadınların ev seçimleri üzerine konuşurken en çok üzerinde durdukları konu rahat edecekleri, rahatça dışarı çıkabilecekleri yerleri oturmak için seçmekte olduklarını belirtmiştir. Türkiye’deki aile yapısının değişim, Mübeccel Kıray’ın Ereğli araştırması,  antropolojik nitelikli bakış açısıyla ailede kadının konumunu  anlatması açısından önemli bir kaynaktır.Aile, devlet tarafından üretimi ve yeniden üretimi garantileyen bir yapıdır.(Pierre Bourdieu 1996)
Devletin toplumsal cinsiyet ilişkilerine etkisinin kapitalist devlet olmanın bir sonucu olarak değil, devletin ataerkil doğası ile açıklar.
Kadınların mutsuz evlilikler içinde aile içi şiddete ve kötü muameleye maruz kalmasının önemli nedenlerinden biri herhangi bir barınma ya da ekonomik desteğe sahip olmamalarıdır. Devletler bekar kadınları görmezden gelmektedir. OECD’nin Doing Better For Famillies adlı raporuna göre Türkiye, Meksika, Şili ve ABD tek ebeveynli aileler için herhangi bir politika ya da sosyal yardım sağlayan ülkelerdir.

Kadınlar bekarlığın farklı, telkinsiz ve muğlak hallerine düşmemek için evliliğin sürdüğü görüntüsünü vermeye dönük taktikler geliştirmektedir.Bekarlık kavramı kirlilik kavramı ile benzeştirilerek, bekar kadınların mahallede bu kavram üzerinden nitelendirildiğine vurgu yapılmıştır.

Üçüncü Bölümde kadınlarla yapılan görüşmelere yer verilmiştir. Çalışan genç kadınların aileleri aynı kentte yaşıyorsa, ayrı bir eve çıkmaları da mümkün olamamaktadır. Kadıköy’de ki kadınlar, Bağcılardakilerden farklı gerekçelerle ailelerine yakın bölgelerde yaşamaktadır. Kadıköy’de bekar ve yalnız kadın olarak yaşamak daha kolay olduğu belirtilmekte, aileye yakın olma tercih sebebi olmaktadır. Sarıyer’de özellikle Koç Üniversitesi öğrencilerinin kiracısı olduğu bölgelerde oturan kadınların bu bölgede yaşamanın onlar açısından rahatlığından bahsetmişlerdir.

Bağcılardaki kadınlar ise ailelerine çok yakın ya da aile fertlerinin bir bölümünün yaşadığı semtleri seçmektedir. Aileler birbiri ile oldukça yakın ilişki halinde yaşamaktadırlar. Bu durum bekar kadının hem kontrolünün sağlanması hem de güvenlik gerekçeleri ile ailesi tarafından tercih edilmektedir.

Dördüncü bölümde ise başlık Güvenlik Çemberi mi, Ahlak Bekçisi mi?

Mahalle Arapça kökenli bir kelime olarak, toplumsal iletişimi, sosyal kontrolü ve düzeni sağlamak üzere oluşturulan en küçük yönetim biçimi olarak tanımlanmaktadır(Arslan,2004).

Osmanlı Dönemi’nde farklı ekonomik profilden ailelerin birlikte yaşadığı içine kapalı bir yerden söz etmek mümkündür Sosyal ve hukuki yönden bağımsız hallerden oluşmadığını, bireylerin aile kadar yaşadığı mahallenin de bir üyesi olduğunu ifade eder.

Beşinci ve son bölümde yazar, kadınların kentsel kamusal alanda fiziksel güvelikle ilgili korkularının yanında önce taciz ve cinsel saldırı kavramlarını netleştirmeye çalışmıştır. Taciz sözlü, vücut teması olmadan ve rızaya dayalı olmayan, cinsel içerikli söz, tavır veya diğer davranış biçimlerini içerir. Cinsel saldırı, rızaya dayalı olmayan cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığının ihlali söz konusudur (Ankara Üniversitesi 2013).
Kadın cinayetlerini durduracağız Platformuna göre kadınların yüzde kırk yedisinin öldürülme nedeni kadınların kendi hayatlarına dair verdikleri kararlardan kaynaklanır. Kadınların yüzde kırkı kocası tarafından öldürülmekte, bu kadınların yüzde 50’si İstanbul’da gerçekleşmiştir.
Kadınların faillerinin yüzde 88’i tanıdıkları kişiler tarafından gerçekleşmesi kadına yönelik şiddetin toplumsal rollerdeki değişimle ilişki boyutuna işaret etmektedir.

Yine de Türkiye’de kadınlar özellikle aile içindeki şiddeti dillendirmemeyi, gizli tutmayı tercih etmektedirler.
Kadınların kentte güvende olmama halinin en büyük ölçüde erkek şiddeti, cinsel taciz ve cinsel saldırıdan duyulan korkuyla ilişkili olduğu ve bu korkusunda kadınların şehri kullanımında sınırlılıklar getirdiğini görülmemektedir. Kadınlar bu korkularıyla baş etmek için oturdukları semtleri ona göre seçmekte, giyeceklerini ona göre belirlemek zorunda bırakılmışlardır.
Kitap farkındağın oluşması açısında oldukça faydalı.
Yararlanılan kaynaklar
Kıray, Mübeccel, Eğerğli, İletişim Yayınları, Anakara, 1964
Aslan, Şükrü, 1 Mayıs Mahallesi, İletişim Yayınları, İstanbul, 2004
Mardin , Şerif, Mahalle Baskısı, Ne Demek İstedim?, 2008, http:rusençakır.com/Prof-Serif-Mardin-Mahalle-Baskısı-Ne-Demek-İstedim/2008
Ortaylı, İlber, Osmanlı Toplumunda Aile, Pan Yayıncılık, İstanbul, 2000.
Douglas, Mary, Saflık Ve Tehlike, Metis Yayınları, İstanbul, 1966/2007
Çakır , Ruşen ve Bozan , İrfan , Mahalle Baskısı Var mı Yok mu?, Doğan Kitap, İstanbul, 2009
Diğer İnternet Kaynakları;
İyi okumalar.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ÇEKİLİŞ SONUCU

  ÇEKİLİŞ SONUCU Merhaba çekilişleri sonucunu yoğunluk sebebiyle biraz geç açıklıyorum umarım yeni yıl sizlere uğurlu gelir. Çekiliş sonucu ...